RAHMET İKLİMİNDEN AİLECE İSTİFADE EDEBİLMEK
Yüce Allah’ın insanlara rahmetini ve nimetlerini çokça ihsan ettiği belli vakitler, belli mevsimler vardır. Haftanın günleri arasında Cuma, bayram günleri ve geceleri, kameri aylardan Recep, Şaban, Ramazan bu türden manevi feyiz ve bereketi bol zaman dilimlerindendir. Mübarek Recep ayı ve idrak ettiğimiz Regaip kandilini bu yıl bembeyaz bir rahmet örtüsüyle karşıladık. Bize düşen, maddi ve manevi bu rahmet ikliminden elimiz ve gönlümüz boş ayrılmamaktır.
Geçen yıllarda cami avlularında çocuk-genç-ihtiyar, zengin-fakir cıvıl cıvıl kucaklaşırken, bugün içinde bulunduğumuz pandemi nedeniyle pek çok yönden hayatımız değişikliğe uğradı. Sosyal mesafe sebebiyle camilerimizde uzun vakit geçiremez, kucaklaşamaz olduk. Anne-baba, eş-dost-akraba ziyaretlerini kısıtlamak zorunda kaldık. Bu durum Müslümanlar olarak bizleri ümitsizliğe düşürmemeli. Ah-vah edip kendimizi televizyon ve internete bağımlı hale getirmek yerine bu durumu fırsata çevirmeyi bilmek gerekir. Allah’u Teala Bakara Suresi 216. Ayette ‘ ….. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.’ buyuruyor. Yüce Allah’ın bildirdiği haktır. Bu kısıtlamaların en büyük hayrı ailemizle daha fazla zaman geçirebilme fırsatıdır.
İçinde bulunduğumuz aylar manevi hayatımızın ilkbaharı sayılır. Bahar aylarında tabiat nasıl ki yeniden dirilir ve şekillenirse bu aylar da bizim ve ailemiz için yeniden dirilme ve şekillenme dönemidir. Çünkü Allah’u Teala ‘Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.’ (Tahrim 66/6) buyurmaktadır.
İlk olarak ailemizi ve çocuklarımızı bu aylar hakkında doğru bilgilendirmeli, kıymetini anlamalarını sağlamalıyız. Özellikle yeni yetişen evlatlarımızın aklına Recep-Şaban-Ramazan denince hiç de hoş olmayan tiplemeleriyle bazı film ve dizi karakterleri gelmemeli. Onlara Peygamberimizin ‘Recep Allah’ın ayıdır. Şaban benim ayımdır. Ramazan ise ümmetimin ayıdır.’ Hadisini anlatmalıyız.
Maalesef gençlerimizin teknolojinin esiri haline geldiği bu dönemde aile bağlarının kopmaması ve aile içi kültür ve eğitimin devam edebilmesi için ailenin bir araya gelebildiği zamanlardan olan yemek sofraları ihmal edilmemelidir. Aile fertlerinin ayrı zamanlarda veya ayrı odalarda yemek yemesine fırsat verilmemelidir. Ailenin bir arada olduğu o kısa zaman dilimlerinde tatlı bir sohbet ortamı ile ebeveynler gençlerin dünyasına girebilir ve onlara vermek istediklerini sıkmadan verebilir.
Bu dönem yetişkinler için tövbe ve ibadetleri artırmak anlamında bir fırsat olduğu gibi çocukları namaza alıştırmak, ailece ibadet lezzetini tatmak için de bir fırsattır. Mümkünse aile fertlerinin cemaat olarak namaz kılmaları o özlenen ortamları yaşamak ve yaşatmak için önemlidir.
Bu aylar Kur’an-ı Kerim ile daha fazla zaman geçirebilmek için de bir fırsattır. Okumak anlamak ve hayatımıza geçirebilmek için bu manevi iklimin bereketinden istifade edilebilir. Evde Kur’an okumayı bilenler bilmeyenlere öğretebileceği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın da öncülüğünde uzaktan eğitim yoluyla Kur’an okumayı öğrenebiliriz. Ailemizle beraber her gün bir ayet bir hadis mütalaa edebiliriz. Siyer ve sahabe hayatı okumaları ile evlatlarımızı Peygamberimizle ve güzide sahabeleri ile tanıştırabiliriz. Ramazana hazırlık olması için belli günlerde ailece oruç tutabiliriz. Uzun sohbet vaaz ve nasihat ortamları gençleri ve çocukları belki sıkabilir. Ama yapmak istediklerimizi etkinliklerle, film, dua ve zikir yarışmalarıyla cazip hale getirebiliriz.
Çocuklarımıza İslam ahlakını yerleştirebilmek için de bu günler bir fırsattır. Okula gittikleri dönemde çevrelerinden etkilenme durumları fazla idi. Şimdi yanımızdalar. Yanlış etkilenmelerini düzeltme ve istediğimiz yönlendirmeyi yapabilme imkanımız var.
Bütün bunları yaparken ebeveynler olarak örnek olduğumuzu unutmayalım. Ekran tehlikesinden çocuklarımızı koruyalım derken kendimiz bu tuzağa düşmeyelim. Belki bu manevi iklimde hayatımıza yön verelim derken ailece kendimizi kısıtlayacağımız şeylerin başında ekran bağımlılığı gelmektedir.
Burada zikrettiklerimiz yapabileceklerimiz için küçük ip uçları idi. Bunu arttırmak ve çeşitlendirmek bizim elimizde.
Bu rahmet ikliminden hep beraber istifade edebilmek temennisiyle Peygamber Efendimizin duasıyla bitirelim.
‘Allah’ım Recep ve Şaban’ı bizim için mübarek kıl. Bizleri Ramazan’a ulaştır.’ Amin.
NESİBE FEYZA BÜYÜKDİNÇ
ÇERKEZKÖY MÜFTÜLÜĞÜ VAİZESİ