28.07.2016

“GÖÇ BAĞLAMINDA KADIN VE DAYANIŞMA” KONFERANSI

Çorlu İlçe Müftülüğü Aile ve Dinî Rehberlik Bürosu tarafından Çorlu Belediyesi Düğün Salonu’nda “Göç Bağlamında Kadın ve Dayanışma” konulu bir konferans düzenlendi. Sunuculuğunu İlçe Müftülüğü Aile ve Dinî Rehberlik Bürosu Üyesi ve Mekke Kur’an Kursu Öğreticisi Fikriye Betül ERDEM’in yaptığı konferans, şehitlerimizin ve ahirete irtihal eden merhum gazilerimizin manevi huzurunda 1 dakikalık Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Hz. Ebubekir Kur’ân Kursu Öğreticisi İkbal ERKAN’ın Aşr-ı Şerif tilâvetinin ardından mikrofona davet edilen Manisa İl Müftü Yardımcısı Sevinç TEPEKAYA, kadının dünya üzerindeki toplumsal rolünün önemine değinerek konuşmasına başladı. Yoğun katılımın olduğu gözlenen konferans aynı zamanda Havuzlar Kur’an Kursu Öğreticisi Emine KURUŞ tarafından İşaret Dili ile tercüme edilerek salonda bulunan işitme engelli hanımlara da aktarıldı. Manisa İl Müftü Yardımcısı Sevinç TEPEKAYA şunları söyledi:

“Bugün dünya geneline baktığımızda şöyle sosyal bir gerçekle karşı karşıyayız: ‘Dünyanın yarısını kadınlar oluşturuyor; diğer yarısını da kadınlar yetiştiriyor.’ Bu cümleden hareketle şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki kadınlar, dünya üzerinde yaşanan her türlü savaş, yoksulluk, menfaat ve istismar yoluyla en çok mağdur edilen kesimi oluşturmaktadır. Suriye’de ve değişik coğrafyalarda yaşanan toplumsal göçlere baktığımızda, bu mecburî göç dalgasının bekârı, evlisi, çocuklusu, çocuksuzu hiç ayırt etmeksizin en çok kadınları olumsuz etkilediğini görmekteyiz. Kişi, değil başka bir ülkeye göç etmek, aynı ülkenin içinde bir şehirden başka bir şehre tebdil-i mekân ettiğinde bile uzun bir süre o şehrin şartlarına, yaşam koşullarına adapte olamamaktadır. Bunun yanında göç edilen ülkenin dilini bilmeme ve buralardaki muhtaçlıkları sebebiyle o yörenin insanlarına karşı hissedilen mahcubiyet, canını kurtarmak için göçten başka bir yol bulamayan bu kişileri, daha da çaresiz ve güçsüz bırakmaktadır. Yaptığım çeşitli ziyaretlerde gözlemlediğim şudur ki bu çaresiz ve güçsüz insanların aslında bizden bekledikleri paradan, eşyadan ya da maddî yardımlardan ziyade, aynı dili konuşmasak da, hatta birçoğunun buna imkânı ve ihtimali bulunmasa da bir bardak çaylarını içmeye kendilerini değer görüp kapılarının çalınmış olması ve kendileriyle karşılıklı bir güven tesis edilmeye çalışılmasıdır. İşte tam da bu noktada yaklaşan Kutlu Doğum Haftası’nda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e sevgimizi, ona olan bağlılığımızı göstermenin yolunun, O’nun ism-i şerifini duyduğumuzda getirdiğimiz salâvattan ve elimizi göğsümüze götürmekten çok daha fazlasını yapmakla mümkün olacağına inanmaktayım. Bizler bugün, O’nun ahlâkını, O’nun Medine’de Muhacirle Ensar’ı nasıl birbirlerine kardeş yaptığını ve bu kardeşliği besleyen iman gücünü anlamaya ve yaşamaya başladığımız zaman ancak O’nu hakkıyla sevmekten bahsetmiş olabileceğiz. Eğer bir toplum içerisinde yaşıyorsak, bu toplumun maddî-manevî ihtiyaçlarından da sorumluyuz demektir. Sorumluluk varsa fedakârlık da olmalıdır. İşte kitabımız Kur’ân-ı Kerim, bu fedakârlığı “infak” olarak adlandırır. Ve infak, mü’minlerin en başta gelen özelliklerinden biri olarak Kur’ân-ı Kerim’de yerini alır. İnfak etmek için, illâ zengin olmayı beklemek gerekmez. Unutmamak gerekir ki, yeri geldiğinde evinin bir odasını, bazen de ancak ailesine yetecek kadar elinde bulunan bir tas çorbayı, kendilerine ‘Kardeşim!’ dedikleri Mekkeli Müslümanlarla paylaşan kimseler de (Ensar), varlıklı değillerdi. Zira onlar Efendimiz’in; “Kişinin Müslüman kardeşine gösterdiği güler yüz bir sadakadır.” sözünü kendilerine düstur edinmiş bahtiyarlardandı. Az önce dünyanın yarısını kadınların oluşturduğunu ve diğer yarısını ise kadınların yetiştirdiğini söylemiştik. Bu demek oluyor ki diğer bir yönüyle de kadın, annelik gibi bir nimetle şereflendirilmiş ve bu noktada ailede yetişecek erdemli, duyarlılık sahibi, yeri geldiğinde kendi hayat standartlarını başkalarının hayatı için feda edebilecek merhamette çocukların da yetişmesinde rol alan ilk kişidir.”

Konuşmasında ailede anne-baba-çocuk üçgeninde yaşanan ve yaşanması muhtemel problemlere ve çözüm önerilerine de değinen Manisa İl Müftü Yardımcısı Sevinç TEPEKAYA konferansa katılan hanımlara ve bu organizasyonu tertip eden Çorlu İlçe Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu’na teşekkür etti.

Tarih: 11.03.2016